Kimi zaman renkli, kimi zaman siyah- beyaz, karmaşık bir sanat…
Optik sanat, 2. Dünya Savaşı sonrasında Avrupa’da geç resimsel soyutlama akımına karşı ortaya çıkan ve optik yanılsamaya dayalı anlatım biçimidir.
Akımın ilk hareketleri, bazı sanatçıların Dadaizm akımının canlandırılmasını önlemek ve informelin ötesine geçmek adına ileri sürdüğü önerilerle başlamıştır. Optik sanat, 1965’te New York Modern Sanatlar Müzesinde düzenlenen “The Responsive Eye (Yanıtlayıcı Göz)” adlı sergiyle izleyicinin karşısına çıkan, görsel algıda ikiliğe olanak veren, soyut geometrik kompozisyonları içeren yapıtlarla tanınmıştır.
Optik sanat öncelikle gözde oluşan etkiyle ilgilenmektedir.
Görsel mekanizmayı harekete geçirmeyi ve uyarmayı amaçlamaktadır. Resimde üçüncü boyut etkisi verebilmek için renk ve çizgileri yan yana kullanarak optik etkiler elde edilmektedir. Optik sanatta eş zamanlı ya da art arda gelen kontrastlardan, rengin gittikçe açılması veya koyulaştırılmasından yararlanılır. Renk ile çizgi, daire, kare vb. geometrik ögeler arasında kurulan ilişkilerle de betimleyici anlatıma yer verilmez. Ritmik olarak düzenlenen geometrik biçimlerle gözde hareket ve titreşim yaratılmaktadır. Optik sanatta görme ve algıda aldatmalar yaratmak için bilimsel yöntemlere başvurulmaktadır.
Optik sanatçıların büyük bölümü doğrudan ya da dolaylı biçimde soyut geometrik sanattan, konstrüktivizmden ve De Stijl’den yararlanmıştır.
Optik sanat çalışmaları yapan Victor Vasarely (1908-1997), 1950’li yıllarda optik yanılsamaya dayalı soyut yapıtlar üretmiştir. Çalışmalarını matematik keskinliğe dayandıran sanatçı, en etkili eserlerini 1960’larda vermiştir.
Vasarely, optik yöntemlerle hareket yanılgıları ya da izlenimler yaratan “Zebralar, Satranç Tahtaları” adlı çalışmalarında gözde titreşim yanılsaması uyandırmıştır. Vasarely’nin kullandığı geometrik şekiller, gittikçe kabarıyormuş, dışarı fırlayacakmış ya da geri plana çekiliyormuş izlenimi uyan dırmaktadır. Vasarely, canlı renkleri, geometrik şekilleri, çizgileri ve değişik biçimleri üst üste bindirerek veya renkli yüzeyleri yan yana getirerek oluşturduğu çalışmalarıyla dikkat çekmiştir.
Bridget Riley (1931-…), optik sanatın diğer önemli bir temsilcisidir. Riley’nin eserlerinde, George Seurat’nın noktacı anlayışına dayalı, optik etkiler ve duygusal izlenimler uyandırma çabası görülmektedir. Riley’nin sanat yaşamı; 1950’li yıllarda, “siyah-beyaz dönem” ve 1967’den sonra “renkli dönem” olmak üzere iki aşamada incelenmektedir. 1979-1980’de Mısır’a giden sanatçı, Nil Vadisi’ndeki mabet resimlerinde kullanılan renklerden etkilenmiştir. Sanatçı, bundan sonra sade formlara ve renkli anlatımlara yönelmiştir. 1980’li yıllardaki çalışmalarında renkleri, çizgisel formlar oluşturacak şekilde yerleştirmiş ve ışığın etkisini artırmıştır. Daha sonraki çalışmalarında ise yatay, diyagonal ve birbirini kesen çizgiler kullanmıştır.
Fransa’da Yvaral (İvaral) ve Jean Pierre Vasarely, İspanya’da Grup 57, İtalya’da Grup N. sanatçıları bireysel olarak optik sanat çalışmaları yapmıştır. Ayrıca Jesus (Hesus) Rafael Soto, François Morellet ve Josef Albers de optik sanat yapıtı olarak kabul edilebilecek eserler üretmiştir.
Morbi bibendum convallis velit, sed fringilla diam. Nullam ultricies sem vel vestibulum congue. In gravida enim in orci pellentesque, in aliquam felis faucibus.Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat.
Kaynak: Çağdaş Dünya Sanatı, MEB, 2012.