Mesleğim gereği verdiğim eğitim seminerlerinden dolayı güzel Türkiye’min bir çok şehrini görmüşken Yurtdışı ülkelerinden de bazılarını ziyaretim oldu.
Bu ziyaretler kültürel gezi veya turistik gezi değil iş seyahati olduğu için; işe odaklı olmam nedeniyle o ülkeyi veya şehri kısıtlı bir çerçeveden tanımama olanak sağlamasına rağmen muhteşem güzellikler, muhteşem tatlar ve tecrübeler kazandım.
Bana seminer tarihinin kış aylarına ayarlamamı eğer yaz ayları olursa Dubai’de sıcağa dayanamayacağımı salık verdiler. Çok sıcağı sevmeyen biri olarak Dubai’ye gideceğim ayı kasım ayı seçtim.
Açık konuşayım, Dubai ile ilgili ön yargım vardı. Tarihinin olmayışı, yüksek binalar ve alışveriş merkezi üzerine kurulu bir yaşam şekli bana buranın gezmeye değer olmadığını düşündürüyordu. Yapay bir şehir diyordum. Ama gidip görünce yapaylığın bile güzelinin yapılmış olduğunu gördüm. Turistlerin ilgisini çekecek bir çok aktivite bulmuşlar, enleri bir şehirde toplamışlar ve gezilesi bir şehir inşa etmişler.
Tabi gitmeden önce ülke hakkında bilgiler araştırdım. Ne yenir? Kimler yaşar? Yeri nerededir?… Herkesin bildiği kaynaklar ama yine de birkaç bilgi vereyim. Dubai Arap Yarımadası’nın Basra Körfezi kıyılarında Umman, Katar, İran, Suudi Arabistan’a komşu bir ülke. İnsanın gideceği kesin olunca haritadan daha alıcı göz ile bakıyor. Tabi bu araştırmalar hitap edeceğim insanları tanımak , onlarla sağlıklı ilişkiler içinde olmama ve işimi anlatırken daha rahat olmama olanak sağlıyor.
Dubai’de bir çok eğitim modeli bulunuyor. Amerikan ve İngiliz sistemi gibi bir çok sistem mevcut. Az önce bahsettiğim 3 eğitim sisteminin yanı sıra Hindistan, İran ve Fransa gibi başka ülkelerin müfredatını takip eden farklı farklı okullar da mevcut. Türkiye’nin müfredatını takip eden bir okul bulunmuyor. Türkler, genellikle Amerikan ve İngiliz müfredatını takip eden okulları tercih ediyor. Benim eğitimlerim Amerikan ve İngiliz okullarına oldu. Okullardaki eğitim kalitesi mükemmel ya da mükemmele yakın denilebilir. Okullar, öğrenciler için sadece ders işledikleri ve ödev yaptıkları yerler değil, aynı zamanda sosyal aktivite ve projelerle desteklendikleri muhteşem merkezler. İşte bu anlamda sanatsal çalışmalara çok ağırlık verilmiş ve seminerim sırasında fazlaca soru sorulması, çok fazla ilgi ve uygulamaya katılım beni ziyadesiyle memnun etti. Bir iş yapıyorsanız önce kendiniz tatmin olmalı, yaptığınız işten mutlu olmalı ve en önemlisi işi layığı ile yaptığınızı hissetmelisiniz.
Beş gün boyunca okuldan okula yoğun bir tempo ile (Kasım ayında bile sıcak size imkan vermiyor.) seminerlerimi yaptım. Okul araları bir saatlik bazen 2 saatlik mesafeler seyrinde devam etti. İşin büyük kolaylığı davet eden firmanın tüm hazırlıkları mükemmel yapması oldu. Okullardan saatli randevular alınmış ve sınıflar, toplantı salonları hazırlanmış ve benim daha önceden gönderdiğim programa sağdık kalınarak tüm hazırlıklar yapılmıştı.
Tüm çalışmalarımızı bitirdiğimiz günler sonrasında hiç beklemediğim bir sürpriz ile karşılaştım. Türkiye’ye döneceğimiz gün özel bir toplantı yapacaklarını belirttiler. Toplantıda seminerler hakkındaki fikirlerimi sundum. Kazanımlar ve ileriye dönük yapılabilecek seminer programları konusunda bilgilendirme yaptım. Onların konuşmasına sıra gelince teşekkürlerini ve mumnuniyetlerini dile getirdiler. İşin sürpriz kısmana gelirsek bana bir belge taktim ettiler. Dubai Şeyhi imzası taşıyan Kültür Elçisi sıfatıyla beni onurlandırdılar.
Çok mutluyum ve onurluyum…
Tekrar farklı seminerlerde buluşmak üzere Dubai ‘ye elveda dedik.